100 yıl sonra gelen 4'ncü nesil / İyi insanlar Güçlü mücadele

Toplumlar 4 nesil sonra başlangıç noktasına dönermiş. 100 yıl içerisinde de 4 nesil geçermiş. Kısacası bu ülke için savaş meydanların da ölüme baş kaldırmış çok güçlü bir mücadeleyi veren o iyi ve zeki insanların dönemi yeniden başlamış. (Dr. Orhan Şener Deliormanlı dan alıntı)

İşlerin kötü gittiği dönemlerde gündemi elde tutmanın yolu ya çok büyük yalan söyleyerek halkı inandırmaya gayret edersiniz, ya da gerçekten halkın çok şaşıracağı, hayret edeceği hamleler yaparsınız.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin TBMM de DEM Parti sıralarına gidip el sıkmasını milletçe hayretle takip ettik. Daha ne olduğunu anlamadan Bahçeli “ Apo TBMM ye gelsin DEM grubunda konuşma yapsın” diyerek inanılmaz ötesi bir el yükseltti.

Barış, demokrasi falan söylemleri içerisinde devam eden kayyum kararları ve tutuklamaları da herkesi çelişkiye düşürecek kıvamda devam etti. Ancak TBMM de komisyon kurup DEM partiyi sessiz kalması gereken nazik bir çalışmanın ortasına attılar. Onların eline aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık deyimini yapıştırdılar.

Elbette ki bu oyunun diğer cephesi, üzerine çok yüklendikleri CHP’yi komisyondan ayrılacak kıvama getirmekti. Bir yandan bunlarla iş yapılmaz görüntüsünü pompalayıp diğer yandan ulusalcı seçmenlerinin baskısını arttırdılar. Eğer planları tutsaydı, boş iş olarak, oyalamak ve susturmak için başlattıkları komisyon işinin başarısız olduğunu ilan edip faturayı da CHP keseceklerdi. Böylece 1 taşla 2 kuş vurulacaktı. Hem DEM parti bu süreçte susturulmuş olunacaktı hem de CHP ile düşman olması sağlanacaktı. Ama olmadı. Şimdi yapacakları şey, cılız bir rapor hazırlayıp Meclis başkanlığına sunarak 15 Temmuz raporu gibi sumen altı ederek unutturmaya çalışmak. Ancak unutturma çabaları çok kolay olmayacak.

Gelelim iki numaralı oyuna.

CHP’nin kurumsal kimliğine açılan davalar ile adım adım kuşatma operasyonu. Bu plana göre İstanbul il başkanlığına kayyum atandı. Ancak CHP kayyumu içeriye almayacağını net olarak ifade etmekle kalmadı, mahkemece atanan heyet üyelerinin ayrılmasını da gerektirecek hamleler yaptı. Diğer taraftan BUTLAN kararı ile hızlanmış bir AKP ye karşı YSK ya itiraz etti. İtiraz 2 konu üzerinde yoğunlaşmıştı. İlki İlçe seçim kurullarının İstanbul’da devam eden kongre sürecine müdahale ederek seçimleri durdurmasıydı. Bu kararlar tam kanunsuzluk nedeni ile YSK tarafından iptal edildi ve İlçe seçim kurullarının partinin kongresine yönelik seçimlere müdahale edemeyeceğini karara bağladı. İl başkanlığına atanan Kayyum işine ise ben bu olaya karışmıyorum, iptalin nedenleri şahsi suçlarıdır dedi çekildi.

İlk karar ışığında CHP önceden topladığı delege imzaları ile İlçe seçim kuruluna müracaat ederek seçimli kongre gününü 21 Eylül 2025 olarak ilan etti.

Öncelikle ilçe seçim kurullarının seçim sürecine müdahale edemeyeceği kararının mürekkebi kurumadan bu başvuruyu gerçekleştirerek çok zekice bir hamle yaptığı için bu siyasi zekayı kutlamak lazım. Artık 15 Eylül de Butlan kararı çıksa bile kongre engellenemeyecek ve başkan seçimi durdurulamayacak. Bu durumda şahsi kanaatim Butlan kararının da çıkarılmayacağı ve uzatarak yeni bir şey bulur muyuz diye oyalanacaklarıdır.

Ellerinde patlayan bu 2 büyük oyundan sonra AKP & MHP ittifakının bir süre dinleneceğini, yeni bir oyun kurgulamak için geri çekileceğini, yapılan kötülüklere ilişkin oy kayıplarını durdurduktan sonra atağa geçmek için sessiz kalacağını düşünüyorum.

Savaş meydanlarında kurulmuş, savaş taktikleri ile dünya literatürüne geçen bir kurucuya sahip partinin evlatları yeni bir meydan savaşını hepimiz adına kazanmıştır. Kırmadan, dökmeden sadece doğru savunma yaparak bütün saldırıları püskürtmüştür.

En çok beğendiğim yanları ise kendi içlerinde ayrışmayı frenleyerek yol almaya gayret ediyor olmaları. Çünkü aynı zamanda gerçekten iyi insanlar.

Siyasetin menfaat ırmağında yüzmek isteyen, hiç çıkmak istemeyen kişiler olabilir. Olmaya da devam edecektir. Önemli olan akıntı içerisindeki kütükleri hiçbir yere zarar vermeden almak ve kıyıya çıkarmaktır.