top of page

AKP ,Şerrinden HAYIR Çıkar mı?

Yazarın fotoğrafı: ercansimsektrercansimsektr

Zıtların birliği ilkesini yaşamın her alanında görebiliriz. İyi ve kötünün bir arada olması, ters kuvvetlerin bir arada olması aslında bir denge unsuruna işaret eder. Bunun için doğa dahil her yerde aradığımız dengenin kendisi, aslında bir arada olan ZITLIKLARDIR.


Peygamberimizin hadisinde geçen “Sizin şer bildiklerinizde hayır, hayır bildiklerinizde şer vardır” sözü de, zıtların bir arada yaşadığını ifade eden güzel bir örnektir.


Sadece kötü olduğunu düşüneceğiniz her şeyden aslında iyi bir şey çıkarabilirsiniz. İçinde yaşayan iyiliği ortaya çıkarabilirsiniz. Örneğin Yılan zehri, ne kadar öldürücü olursa olsun, aynı zehirle yaşamı kurtaran bir panzehir yapabilmek, bazı hastalıkları tedavi edecek yeni ilaçlarda kullanmayı başarmak insanoğlunun kötülük içerisindeki iyiliği keşfetme çabasından öte bir şey değildir. Kötüyü iyiye çeviren akıldır, insandır. İyi bir yerlerde sizin keşfetmenizi bekliyor olabilir.


Birey psikolojisinde, Sosyolojide ve siyaset alanında da bu tür zıtlıkların bir arada olduğuna şahit olacağımız yeni virajların eşiğindeyiz. Kaldı ki Tarihin sayfaları benzer olayların örnekleri ile doludur.


Ülkemiz için çok önemli, hayati derecede yaşamlarımıza etki edecek kadar önemli bir seçim sürecine girdik. Erkene alınmaz ise maksimum 6 ay kaldı.


Bu süreç çok değişik kötü uygulamaların iktidar tarafından sahnelendiği bir yol şekline girdi maalesef.


Toplum merak içerisinde yeni Cumhur Başkanı adayını beklerken, gönül verdiği isimler ile alternatif isimleri konuşmaya başladı. Duygusal bakışın yanı sıra, ideolojik altyapı içerisinde öne sürülen isimler ile mantık süzgecinden geçirilmiş aday isimleri her gün yarıştırıldı. Kampanyalar yapıldı, anketler yapıldı ve bolca gerekçeler yazıldı. Bazı adaylar sessiz kaldı, bazıları baştan çekildi ve seçenekler son hali ile 3 adaya indirgendi.


Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu bu kulvarda başlangıcından beri yarışırken, en şanslı aday olarak sunulan Mansur Yavaş’ın en dezavantajlı olduğu gerçeğini kabullenmeye, HDP siz bir seçimi kazanabilmenin olanaksız olacağını, HDP seçmeninin oy vermeyeceği bir kişinin Cumhurbaşkanı olma ihtimalinin düşük olacağını, kabul etmeye başladık.


Ekrem İmamoğlu’na gelince; yaptığı görev nedeni ile, yapılan tüm engellemelere rağmen iyi işler yapmaya devam etmesi, o kadar baskıya rağmen ayakta kalması ve genç oluşunun verdiği coşkunun her geçen gün artması iktidar partilerinin korkulu rüyası oldu.


Her ne kadar İstanbul’un kaynaklarına çökme adına kendisine bir hukuki operasyon yapılmış olsa da aslında siyaseten aday olarak gösterilmesinin önüne BLOKE kondu. Altılı masa ortada bu blokaj riski varken aday olarak Ekrem İmamoğlu’nu toplumun karşısına çıkaracak kadar yüksek bir riski asla almayacaktır. Bu nedenle herkes bu riski görerek kabul edecek ve gönlündeki adayı bir süreliğine askıya alacaktır. Hiç kimse, neden aday göstermediniz diye soru soramaz ve küsemez. Çünkü haklı yanıtlar ortada.


Siyaseten alınan bu kararlar çerçevesinde aslında hepimize yapılan bu kötülük karşısında elimizde kalan en güçlü seçenek Kemal KILIÇDAROĞLU dur.


Deneyimi, kararlılığı, uzlaşma kültürü, güvenilirliği ve ülkenin geleceğini güzelleştirmek için harcadığı yoğun çabaları ile akıl ve mantık süzgecinden aday ismi geçirenlerin önerdiği bir isim olması bakımından önemli bir kişilik.


6 lı masanın birinci toplantısında yayınladığı aday kriterlerinin tamamına uygun.


İsminden bahsedilmeye başlandığı günden sonra anketlerde sürekli güçlenen bir aday olarak kazanma ihtimali yükseldikçe AKP’nin yarattığı sermaye gurubunun hedefine oturdu. Onlar bu korkulu rüyanın başlarına gelmemesi için ellerinden gelen ne varsa yapmaya, büyük paralar harcayarak “Kazanamaz” algısını topluma yaymaya soyundular. Çünkü HDP seçmenin, sandığa gittiklerinde gönül rahatlığı ile oy vereceği bir adayın kazanma olasılığının ne kadar yüksek olduğunu bilecek kadar matematiğe kafaları çalışıyordu.


Zaman zaman "rakip, sandalye olsa sandalyeye veririm" söylemlerinde bulunan kararlı insanlar bile afalladı, ya kazanamazsa sorusu ile şüphe rüzgarına kapıldı.


İktidar ortaklarının, aday olmalıdır, onu karşımızda görmek isteriz gibisinden küçümseyici, hafife alıcı açıklamaları da bu algıların oluşumuna destek vermek içindi.


6 parti, 6 lider..


Bir masa etrafında ülkenin geleceğine dair ortak paydaları belirlemiş ve kalıcı bir sistem kurarak halkına hizmet eden bir devlet modeli için birlikte çalışıyorlar.


Bu çalışmaları yapmalarını istediğimiz, kendilerine inandığımız ve güvendiğimiz bu liderlerin dışarıdan göstereceği her aday aslında kendilerini inkâr etmek olacaktı. Siz bize boşuna güveniyorsunuz, alın bu kişiye güvenin mesajı gibi olacaktı. Elbette ki rakip mitinglerde konuya dair bel altı sataşmalar da tavan yapacaktı.


Artık, Kemal KILIÇDAROĞLU’nun ortak aday olarak ilan edileceği netleşti.


Anketlere ve toplum yaşamındaki artan olumsuzluklara paralel olarak kesinlikle kazanacak.

Onlar kendilerine iyilik yaparken bize kötülük yaptıklarını bilerek yaptılar ve bütün süreci bu noktaya getirdiler.


Aslında samimiyetle söylemeliyim ki; bize çok büyük bir iyilik yaptıklarını yeni yönetim sürecinde her saat, her gün, her hafta ve her ay göreceğiz, yaşayacağız.


Onlar ise kazanma stratejileri için yaptıkları tüm kötülüklerin kendilerine döndüğünü görecekler. Çok sıkıntılı günler yaşayacaklar ve her türlü ahlaksızlığın, hırsızlığın, yalan beyanlarının hesaplarını vermek üzere çıktıkları adalet karşısında ezilecekler, küçülecekler.


Şerlerinden çıkan hayırlar, ülkemize hayırlı olsun…

40 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

YOL-suz-LUK

Comments


Yazı: Blog2_Post

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • Facebook
  • LinkedIn

©2021, simsekercan tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page