Anladık, 2025 AKP'nin sonu, ya BİZ?
- ercansimsektr
- 4 Şub
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 12 Şub

Ya köşeleri olan dar yerlere tıkılıyoruz, ya da bir köşeye sıkıştırılıyoruz.
Bilimsel çalışmalara göre seçmenlerin oy verme davranışlarında çok etkili olan parametreler bizim ülkemizde biraz farklı işliyor. Çünkü bizde bilimden daha önemli şeyler mesela siyasetçiler var.
Mesela koltuk çok önemli
Mesela rant çok önemli
Mesela makam mevki önemli
Bunları kaybetmemek veya yeniden kazanmak için yürünen bu yolda her şeyi mubah sayarız ve ucunu da kutlu davalara bağlarız mutlaka. Kutsalı, sembolü bol olan daha doğrusu insanının kendisi maden olan bir coğrafyadayız. Elinizi nereye atsanız, bir mezhep, kime dokunsanız bir ırk ve dinlemeye başladığınızda ise olmayan, yaşanmamış ve yazılmamış bir tarihin paragrafları ile donatılmış, heyecanla size anlatmaya çalışan robotik insanlara rastlarsınız.
1000 yıl öncesinin ya da 100 yıl öncesinin intikamlarının peşine düşmüş, bu intikamı kimden nasıl alacağını bilmeyen, alırsa da ne olacağı konusunda hiç bir fikri olmayan insanlarla doluyuz, dopdoluyuz.
Durum böyle olunca da uyanık bir grup siyasinin veya dolandırıcıların kullanışlı kaynağı, emperyalizme sürekli hizmet eden düzenlerin çağdaş köleleri olarak yaşıyoruz.
Biliyoruz ama anlatamıyoruz
Görüyoruz ama dokunamıyoruz
Hatta konuşamıyoruz
Hepsi için keyfine göre yasak koyanlardan, koltuklardan kalkınca kendi koyduğu yasaklar için bağırıp çağıranlardan, yaptıklarını başkaları yapmış gibi anlatanlardan bıktık usandık.
Bu genel siyasi çerçeveye ek olarak, yeni bir parametreden, köşeye sıkıştırılma manevrasından bahsetmek istiyorum;
1980 darbesi ile yaşadığımız acı dolu günlerden kurtulalım da ne olursa olsun dedik ÖZAL geldi hepimize sırıttı, köşeye sıkıştığımızı anlamadan seçtik oturdu tepemize. Yeter dedik, atamadık, koltuktan kaldıramadık. Ölüm haberi gelince, öldüğüne insani olarak üzülüp, oh be koltuk boşaldı diyemeden kaldık. Yine sıkışmıştık, çaresizdik ve seçeneksiz hissediyorduk kendimizi, ne varsa eski tecrübelilerde hayır vardır dedik ve kısa kesik geleceği. Yaşadığımız acılara sebep olanlara, Özal’ı başımıza konan kuş olarak gösterenlere inat yine onları yani başımıza bu belaları saranları seçtik iyi mi.
Yıllarca sıkışıp preslendiğimiz köşelerde çareler ararken, 1 bardak çay ve simit hesabı diye haykıran bizden birisine takıldık. Eskiler kadar işi bilmiyor, korumacı olamaz, statüko kuralcı olamaz diye düşündük. Verdikçe verdik ve seçmeyi başardık. Bazen vermedik ama o nasıl aldı bilmiyoruz, halen oturmaya devam ediyor.
Tam 23 yıl geçti. Neler yaşadık ve yaşıyoruz anlatmaya gerek var mı? Zaten biliyorsunuz.
Ancak bir şeyin farkında mısınız?
Yine sıkıştırıldık gibi yeni bir köşeye.
Yerimiz daraldı ve karanlık sardı düşüncelerimizi. Umutlarımız tükensin diye bekleyen zebaniler sarmış gibi etrafımızı.
Artık çok iyi biliyoruz çareyi; Kurtuluş yok tek başına diye bağırıyoruz…
Ama biz mi bağırıyoruz, biz mi istedik bu sloganı söylemeyi, yoksa yine sıkıştırıldığımız bu köşelerde daha kötüsü olmaz, ne olacaksa da olsun ikilemleri içerisinde mi yaşıyoruz yeniden? Tarihin tekerrürü mü bu gün yaşadığımız her şey?
Doğrular ve yanlışların birbirine karıştığı, komşumuzda bile terörist dediğimiz birisini başa diken emperyalizmin bu büyük gücüne rağmen, özgürlük yolunda istediklerimizi gerçekten alabilecek miyiz?
Bizi bu köşelere sıkıştıran, çaresiz ve tercihsiz bırakan, her seferinde kendi düzenini devam ettiren, kazanımlarını koruyan bu yetkin gücün seçim işlerimize karışmadığını kim söyleyebilir?
Sıkıştırıldığımız köşeleri yıkmadan, köşeye sıkışacak akıllardan arınmadan yeni ve güzel günler zor gelecek anlaşılan. Halk için devrim yapmak sırtından vurulmayı göze almak demektir. Hançerlendiğinizde de ayakta kalmayı başarmalısınız. Ölümün kimseye faydası yok. Kendisini öldürenlerin ise zararı çok.
Bir araya gelmeyi başardığımızda adayımız olan sadece1 kişiye bizim için ne gerekiyorsa yap dediğimiz sürece kendi aramızda sürekli kavga ederek BİZ olma duygusundan uzaklaşarak kaybedeceğiz.
Tarihe bakınca, sıkışmış hallerimizden asla doğru seçimler yapamadığımızı görmenin üzüntüsü bitsin artık diyorum.
Bize gerek olan ahlak, akıl ve cesarettir…
Umarım bu sıkışıklıkta seçeceğimiz kişi bu 3 şeye sahiptir, sahip çıkar.
Comments