
Baş döndürücü bir hızla ilerleyen DİGİTAL çağa gireli epeyce oldu. Gazete sayfalarını çevirmeyi, günlük gazete kâğıdı kokularını çoktan unuttuk.
Birçok gazetede dijital sayfalarda yerini alarak, kâğıt tüketmekten, saatinde bayisine yetiştirecek koşuşturmacadan kurtuldu. Saatler sonra aldığımız haberleri anında almaya ve hiç tanımadığımız milyonlarca insanla konuşarak yorumlamaya başladık. Bir birimizin anlamasını sağlamak için gösterdiğimiz çabalarımızı bozmaya çalışan trollerimiz bile oldu.
En itibarlı gazetemiz 800 bin satardı. Nüfusumuzun %1 ine, hepsinin toplamı maksimum %2 sine, konuşup aktaranlar ile ancak %5 ine ulaşırdı.
Millet hem habersiz kalır hem de aldığı haberle kalırdı. O haberin yeni hikâyelerini yazar, inanılmayacak senaryolar üreterek konuştuğu kişilere satardı. Haber doğru olmadığı için tekzip edilse de o kısmı hiç kimse okumaz, yalanların rüyasında yaşamaya devam edilirdi.
Gazete haberciliğinin çağ değiştireceği o kritik çizgide bu eski öngörüler içerisinde büyümüş, doğruluğuna ve etkinliğine inanmış bir nesil, değişim çizgisinin bir adım gerisinde kaldı. İktidarın menfaatleri açısından en büyük gazete Hürriyet’in kendi tarafına geçmesi için gözünü kararttı ve yıllardır sürdürdüğü inadını gerçekleştirdi.
Bu el değiştirme işinde eski sahipleri Hepsi Burada, Hepsi (Hürriyet) emlak ve Faktorink (Yatırım bankacılığı lisanslı) firmalarını ayırarak satışı yapmak zorunda kalmış gibi mağduriyet oynayarak 750 milyon dolar mertebesinde büyük bir rakama geri kalanları sattılar. Aslında onlar, yılların tecrübesi ile 3-5 yıl içerisinde yaşanacak değişimi çok iyi görmüşler, bu nedenle çağa uygun firmalarını ayırmışlardı. Altın madeni bulsalar bu kadar büyük rakamlar elde edemezlerdi.
Bir yanda geleneksel eski öngörüler, diğer yanda inada binmiş bir işin 20 yıldır en kazançlı çıkan sahipleri olarak çok mutlu olduklarını düşünüyorum.
Buradan aslında gelmek istediğim nokta, siyasetin propagandasında yaşadığımız o büyük değişim. Z Kuşağını karşımıza çıkaran yeni bir çağın içeriği, farklılığı ve yenilikleri.
Eski yöntemler bulunabilirliği, okunma oranı ve sonrasındaki hikayeleri ile yarattığı etkinlik yüzünden halkın unutkan olduğu yönünde, hatta balık hafızalı deyimi ile tanımlanacak kadar unutkan ve vurdum duymaz nitelikli olduğu şeklinde kalıcı yorumlar da bıraktı.
Üniversite sıralarında reklam ve propaganda etkinliği açısından iletişim araçlarını sıralarken 5 duyu organına hitap etmesi ve kalıcı etkinlik parametresi yüksek ölçümlenmiş araçlar arasında gazete birinci sıradaydı. İkinci sırada ise TV tanımlanırdı. Şimdi bunlar kaçıncı sıraya indi bilmiyorum ama Sosyal medya kendi içerisinde ilk sıraya yerleşirken türleri açısından ilk 10 sırayı da kapattı galiba.
Çıkar bakayım telefonunu diye, varlık ile zenginlik kontrolü yapan amcalar, çıkardığı telefon ile sevdiği bir liderin asla öyle konuşmaz o, yalan söylüyorsun dediği konuşmayı telefondan dinletip, gösterecek kadar hızlı telefon çekiyorlar artık.
Unutma yok, yalan yok, arşiv gün geçtikçe saklıyor her şeyi. Üstelik ulaşamadığı yer de yok artık. Yolları kapanan köylerden, Ağrı dağının eteklerine, hatta savaş alanlarına, cephelere kadar uzana biliyor. Haber ne zaman gelecek diye kamyon beklemiyorsun, çünkü artık her şey cebinde.
Diyarbakır’dan Van’a geçtiğim ertesi sabah bayiden aldığım gazeteleri 1 gün önce okuduğumu görünce şaşırmış ve iade etmiştim. Satıcı bana bütün gazeteler bize 24 saat sonra geliyor dediğinde de daha çok şaşırmıştım. O şaşkınlık günlerimden bugüne geldiğimde, olanlara bakınca, değişiklikleri gördükçe elbette ki daha çok şaşırıyorum.
Bu şaşkınlıklar eski siyasetçilerin üzerinde aynen devam ediyor. Yaptıkları ve doğru olmayan her şeyin bu kadar kısa sürede herkes tarafından bilinmesi, değiştirememeleri, ellerinde bulundurdukları gazete gücünün neredeyse etkisiz kalması onların en büyük hayal kırıklıkları. Yeni kurumlar oluşturmaları bile Z kuşağının aklını aşağıya çekmeye yetmedi.
Varsın hayalleri kırılsın, kaybetsinler, hatta yok olsunlar umurumda değil.
Doğrular yaygınlaşıyor, ortak duygu çoğalıyor. Büyük bir güç halinde güzel günleri isteyen bir toplum ortaya çıkıyorsa onlara ne olacağının hiçbir önemi yok.
Şimdilik; işimize yaradığı, olumlu sonuçlar yarattığı ortada olan sosyal medya iyi ki varmış diyorum.
Comments