
Ekonomi, oldukça özet genel tanımı itibarı ile kıt kaynakların (Mal ve hizmet) yönetimidir.
Aile ekonomisi, şirket ekonomisi, devlet ekonomisi gibi ekonominin içerisinde olan her gurubun da kendi içerisinde bir ekonomisi vardır. İçerisine sayısız gurupları dahil edebilirsiniz.
Siyasetin finansmanı derken de aslında siyasetin ekonomisini ve davranışlarını ifade ederiz.
Bütün ekonomik guruplar için Devlet ekonomisi “Kontrol edilemeyen faktörler” içerisinde değerlendirilir. Bir gecede yapılan devalüasyon ithalatçıyı ve onun ekonomisini alt üst eder. Bu zincir birçok gurup da olumsuz yansımalar sergiler.
Serbest piyasa koşullarında, bilimsel kriterlere dayalı ve doğru verilerle işletilen bir devlet yönetiminde olumsuzluklar herkes için kontrol edilemeyen faktördür. Bu tanımın bilinen diğer adı da belirsizliktir.
Ancak yöneten iktidar bilerek yapıyorsa bu kontrolsüzlük hattında sadece “siyasetin ekonomisi” etkilenmez. Elbette ki etkilenmeyen siyaset iktidar ve ortaklarıdır.
Göz yumulan yolsuzluklardan havuza alınan paylar, talimatla satılan ucuz dövizleri güvenilir odaklarda toplamak ve artışını sağlayıcı açıklamaları bilerek yapmak, fahiş değerlere ulaşmasını engelleyecek diğer ekonomi araçlarının önüne set çekmek ve sürekli değişim hareketlerinden elde edilen kazançları depolamak siyasetin ihtiyaç duyduğu finansman kazancını sürekli yükseltmektir.
Oldukça fazla reklam harcamaları, taşıma miting maliyetleri, oy satın alma bedelleri ve diğer yardımlar için elbette ki çok para lazım. Belirli bir para stokunu koruyarak bu tür iniş çıkışların kontrolünde büyük paralar kazanmanın yolu da eldeki sermayenin büyüklüğü ile doğru orantılıdır.
Bütün yorumlar, asla açıklanmayan 128 milyar dolar neden ve kime satıldı sorusuna kitleniyor.
Bütün yapılanlar Mart-Nisan 2022 nin seçim yılı olacağına işaret ediyor.
Yazılan Ekonomi kitabının “Cumhur İttifakı Ekonomisi” başlığı ile yazıldığı kesindir.
Şimdi aklınızda uyanan soruya yanıt verelim. Milleti bu kadar aç ve yoksul bırakan bu çılgın uygulama ne yaparlarsa yapsınlar kaybetmelerine sebep değil mi?
Elbette ki sebep, ancak bu sonucun süre alacağı, ekonominin büyüklüğü açısından olumsuz uygulamalarının yansımasının süre alacağını unutmamak lazım. Ülke içi stoklar tükenip, yeni ürünlerin satın alınmak zorunda kalındığı güne kadar “mini mini zamlar” ile toplumu alıştırmaya ve yansıması gereken fiyatları aşağıda tutmaya gayret edecekler. Toplumsal gerginlikleri ve sokağa dökülmeleri engelleyecek, yaşanacak acı olaylara aldırış etmeyecek planlar da hazırlanmıştır.
Fahiş fiyat uygulayanların tepesine bineceğiz tehdidi bu stratejinin açık söylemidir.
Olup biten bütün kötü uygulamalar karşısında ittifak içerisinde hiç kimsenin kımıldamaması, aksine nasihat söylemleri ile siyaseti geçiştirmeleri de hepsinin yazılan ekonomi kitabının kimin için, ne için yazıldığını bilmesidir.
Biz toplum olarak, az kaldı dişimizi sıkalım, 2023 geldi diye teselli ararken, onlar da kendi örgütüne ve vekillerine sabredin sıkın dişinizi 2 operasyon kaldı diyor olabilirler mi?
Bundan sonra ne olacak?
Kendi içlerinden 40-50 Milletvekilinin kazan kaldırıp, partiden istifa ederek bağımsız olmalarının yolunu açacaklar ve Mecliste erken seçim oylamasına gidecek bir süreci tetikleyecekler. Ocak/Şubat 2022 tarihlerinde bu çıkışı yaşayacağız. Aslında üçüncü kez aday olmanın önü ancak ve ancak bu şekilde açılmış olacaktır.
Bu saatten sonra bütün hesapları kazanmak üzerine değil. Elbette ki deneyecekler ama arzu ettikleri şey güçlü bir sayı ile meclise yeniden gelip, hesap sormaya yönelik siyasi çalışmaları engellemek ve kitlemek. Yeniden süre alıp unutturmak.
Paranın gücü ile kurulmaya çalışılan yeni bir gelecek sadece kendileri içindir. Ekonomi herkes içindir ama bazıları için çok daha önemlidir. Başkaları yanmış, aç kalmış, yoksulluk tavan yapmış kimin umurunda?
Bu nasıl bir VATAN SEVGİSİ ??
Comments