top of page

KILIÇDAROĞLU ADAY MI?

Yazarın fotoğrafı: ercansimsektrercansimsektr

Geldiği makamı geliş şeklini bağladıkları kaset olayı çerçevesinde küçülterek, dalga geçerek eleştirmekle başladılar her şeye.


Zaman içerisinde halk nezdinde, bu olayın Kemal beyle ilgisinin olmadığı ve dahlinin de olmadığı algısı yükselince işe yaramayan bu saldırıdan vaz geçtiler.


Peş peşe geçen seçimlerde belirli bir seviyeye kitlenmiş oyları gerekçe göstererek yeni bir alay konusu buldular. Hatta ironi yaparak “Böyle muhalefet başımızın üstüne”, “Ülkemizin en büyük sorunu ciddi ve sarsan bir muhalefetin olmaması” söylemleri ile vurmaya çalıştılar.


Rakiplerini sarsamadıklarını, koltuğundan atamadıklarını gördükleri zaman tehdit dillerine yerleşti ve arka arkaya çeşitli saldırılar ile bir kazaya kurban gitmesi beklendi. Hala da gider mi acaba diye düşündükleri ortada.


Aralara yerleştirdikleri köşe yazılarını, yalan haberleri, trol saldırılarını, parti içine sızdırdıkları ajan faaliyetlerini, telefon dinlemelerini, ek olarak Kemal beyin de yapmış olduğu hataları saymadan basit bir kronoloji vermeye çalıştım.


Süreç yerel seçimlerde elde edilen büyük zaferle son buldu ve evirilmeye başladı.


Kemal Kılıçdaroğlu artık dalga geçilecek, hafife alınacak ve boş laflarla ezilecek bir rakip olmaktan çıkmış, her geçen gün halkın devlet adamı diye baktığı bir niteliğe bürünmüştü.


Bu nitelikleri sadece partisinin, örgütün içerisinde bulunanlar tarafından söylenmediği, birlikte yürüdüğü diğer siyasi partilerin ve onların seçmenleri tarafından da kabul edildiği, farklı övgü dolu sözlerle tekrarlanan bir gerçeğe dönüşmüştü.


Parti olarak, büyümeye engel olan kalıplaşmış tutumlar ve farklı sebeplere dayanmış alışkanlıklar ile mücadele etmenin çok zor olacağı ve oldukça fazla zaman alacağı bir dönemde demokrasi kültürüne dayalı ortaklık çalışmalarını titizlikle yürüten Kemal Bey, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün planladığı yolda herkesi kucaklayarak yoluna devam etmeye karar vermişti. O nedenle dostlarımızla birlikte kazanacağız sözünü sarf etmiş ve bu yolda kendisi ile birlikte olan herkesi dost kabul etmiştir.


Elbette ki bu karar tüm örgütün kabulü ile gerçekleşecek bir yol haritasıydı. Kanaatim o dur ki; Örgütüne stratejisini anlatmayı başardı.


Adalet yürüyüşü ile dünya siyaset tarihinde eşi, benzeri bulunmayan bir sessiz direnişe imza atarken 440 km yi o yaşına rağmen yürümeyi başardığı günle birlikte TBMM de yaptığı konuşma Türk milleti için yeni bir ışığın müjdesi oldu.


Çok uzun bir süredir her türlü saldırıyı beklenmeyen tepkiler vererek, şaşırtarak savuşturan Kemal Bey için artık sokaklara çıkmanın ve geleceğin resmini çizerek halktan onay almanın zamanı gelmişti.


Bu geziler yükseliş için gerekli, ama yeterli değildi. Son süreç de sahneye “Devlet yönetimi artık bizim” dedirtecek çıkışlar geldi. Bir yandan Bürokratlara sesleniş, diğer yandan Kanal İstanbul konusunda verilen mesajlar İktidarın ezberini bozdu. Çalışmadıkları yerden gelen bu çıkışlar karşısında artık rakiplerinin de söylemler değişti.


Hafife aldıkları, görmezden geldikleri, tehdit ve saldırılardan yılmayan bu kararlı duruşa karşı mağlubiyeti kabul etmiş ifadeler içeren konuşmalar duymaya başladık.


İktidarı vermeyiz…..


Cumhur ittifakı ortakları birlikte hareket ederek, elindeki devlet gücünün araçlarını da kullanmaktan çekinmeyerek gündemi değiştirip, üstünlüğü ele geçirmeye çalışırken diğer taraftan da Millet ittifakının olası adayları üzerinden sohbetlere girişerek Kılıçdaroğlu’nu bu koltuktan uzak tutma planları ile halkın kafasını karıştırmaya kalkıştılar.


Cumhur Başkanlığı gibi ağır bir koltuğu kaybetmeleri halinde, gelecek adayın, saldırı ve tehditlere göğüs geremeyecek, devleti tanımayan, yönetmekte zorlanacak birisinin olması halinde zaman kazanacaklarını ve bir dönem daha rahat edeceklerini, yeniden güçlenerek gelme ihtimallerinin yüksek olacağını hesaplıyorlardı. Yeniden gelme koşullarının en büyük parametrelerinden bir diğeri de enkazın en büyüğünü miras olarak bırakmaktı.


Yaklaşık 1 yıldır ısrarla sürdürdükleri bu çalışma maalesef bozuldu. Belediye başkanlarımız aday olmayacak çıkışını, İyi parti lideri Meral hanımın ben başbakan adayıyım çıkışı ile desteklemesi, korkulan her şeyin olacağı yönünde bir işaret fişeği olarak atıldı.


Yeni dönem çok büyük bir enkazın üzerinde çalışacak ve görev alacak insanların omuzlarına oldukça fazla yük getirecek. Yönetecek liderin öncelikle çok güvenilir olması, ağzından çıkan sözün senet kabul edilmesi, devleti ve bugüne kadar yapılan her şeyi biliyor olması çok önemli.


Toparlayacak, sistemi kalıcı olarak kuracak ve bayrağı gerçekten yönetecek olanlara teslim edecek. Yapılan her şeyin sorumluluğunu korkmadan alacak ve kendi üzerinde toparlayarak ortaklarına daha rahat hareket edecekleri alan açmakla kalmayacak, tarihsel bir rahatlık kazandıracak niteliklere sahip aday gerçekte aranan kişidir.


Bunun için tek şeye ihtiyacımız var. Popülist politik uygulamalardan uzak duracak, devleti rant kapısıymış gibi göstererek oy ve koltuk peşine düşmeyecek ve kendisi için siyasetin finalini yapacak namuslu, ahlaklı, güvenilir bir insana.


Bugünden sonraki her çıkışına, he söylemine dikkat edin. Bu söylemleri bulandırmak isteyen, çarpıtan ve yerden yere vurmaya çalışan insanlara da dikkat edin. Adaylığı seçim kararı alındığında açıklanacak ve o güne kadar da geçmiş söylemlerden, ırkına, mezhebine kadar her türlü argümanı acımasızca kullanacaklar.


Kullanacak olanlar artık 1 avuç. 70 yıldır tepesinde tepinilen, bölmek, ayrıştırmak için çabalanan, birbirine düşman olsun birbirini kırsın diye adeta yalvarılan bu halk beklentilerin hiç birisini arzu edilen seviyede yerine getirmedi. Kardeşliğine devam etti.


Ne Kurtuluş savaşı mücadelesindeki birlikteliğini unuttu, ne 80 öncesi yaşadığı kardeş kavgasının acılarını. Birlikteliğini gösterdiği, kol kola girdiği ve yönetenlerin çok korkmasına sebep olacak GEZİ olayları ile sahne aldığından bu güne kadar daha da kenetlendi.


Bu ülkeyi artık bir avuç insan yönetemeyecek, adına ister derin deyin ister çete. Rant kavgası siyasetin malzemesi olmaktan çıkacak. Çocuklarımızın geleceği, gençlerimizin mutluluğu için biz susacağız, artık gelecek onların. Bu nedenle;


Yeni Türkiye, demokrasi bileşenleri ile kenetlenmiş güzel insanların kol kola girmesi ile kurulacak,


ve Kemal KILIÇDAROĞLU’nu yeni CUMHURBAKANI olarak o koltukta göreceğiz.



NOT : Bu yazıya gerek alışkanlıkları, gerekse de başka gerekçeler ileri sürerek itiraz edecek, olumsuz yaklaşacak çok fazla düşünce ve yorum geleceğini düşünüyorum. Hepsine saygım var. Ancak ben bugün yazdım, tarihe not düştüm. Gelecek günler geldiğinde tekrar konuşmak üzere okuyan herkese en derin sevgi ve saygılarımı sunarak diyorum ki ; GÖRECEĞİZ


248 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

YOL-suz-LUK

Comments


Yazı: Blog2_Post

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • Facebook
  • LinkedIn

©2021, simsekercan tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page