top of page

Ben gidersem devlet YIKILIR mı?

Yazarın fotoğrafı: ercansimsektrercansimsektr



Yeni birileri gelse dahi asla yönetilemeyecek ortamı olan, dağ gibi sorunların altında ezilecekleri miras bırakmalıyım. Aynı zamanda beni her zaman koruyacak kadroları ihdas ettiğim bir ülke bırakmalıyım. Bu fikri uzun süredir tasarlıyordum. Dün gece kapattığım gözlerimin arkasında üstelik uyurken beynimde dönen büyük bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum sizlerle;


İlk kez çok büyük bir kötülüğün rüyasını gördüm dostlarım. Anlatayım da dinleyin;


Seçildim geldim, seçilişim de ayrı bir roman, aşırı aksiyon dolu inanın ban. Gelene kadar ve koltuğa oturduğum ana kadar hatta sonrasındaki yıllar içinde bile birçok sorun ve sıkıntı yaşadım, derken çok sevdiğim koltuğumla vedalaşma zamanı yıllar yıllar sonra yaklaştı. Zaman su gibi aktı .


Her şeyin bir sonu olduğunu ben de biliyorum ama nefes almaya devam ederken bazı şeylerden ayrılmak inanın çok zor. Sonsuzluğu keşfetmiş gibi yaşarken yaklaşan sonla yüzleşmek ve arkasında gizli olan acı ve ıstırap varsa bırakmak daha da zor. Keşke o günleri göremeden göçüp gitsem diye çok dualar ettim ama olmadı işte. Azrail'e buyur gel derken, uzun yaşamı yan cebime koy çelişkisi tamamen artan korkuların yarattığı karanlık ve belirsiz günlerden kaynaklı yaşama maalesef korkularımla yüzleşme sınırına dayadı beni.


Koltuğu korumak, olmazsa en kısa sürede yeniden gelmeyi sağlamak için sağlam bir planı uygulamaya koydum uzun süre önce. Yeterli olacak mı bilmiyorum, sadece korkuyorum.


Elbette ki verdiğim sözler, beni yönlendiren ve öncesinden bu işleri planlayanların elime verdiği matbu bir liste vardı. Onlar bana ne derlerse yapacağıma dair ant içmiştim. Rüyanın bu bölümleri çok uzun ve karışık olduğu için anlatmıyorum.


Önemli olan son zamanlarım.


Çok değişik tren yolculukları yaptım, farklı farklı elbiseler giydim, bazen olduğumdan ters davrandım. Tam herkesi kandırıp, istediğim sonsuzluğa ulaşacaktım ki, fark ettiler ve bir çoğu desteklerini çektiler. Biriktirdikleri dosyalar ile beni tehdit etmekten çekinmediler. Korkulu bir süreç içerisinde bırakıp, sürekli kullanmaktan da çekinmediler, buruk ilişkilerimiz hala devam ediyor ama ben asla pes etmeyeceğim. Bana biat edecek, asla söylediklerimin dışında davranmayacak insanlar ile kadrolar kurdum. Çoğunun dosyası hazırdı, bir çoğuna da kendi suç dosyalarını oluşturması için yol açtım, zaten karakterleri uygun olanları seçtiğim için onlar konusunda zorlanmadım.


Bunun için 2 ana yol tasrlamıştım;


1-Yeni yönetim için öyle sorunlar bırakmalıyım ki, kucağında bulduğu sorunları inceleyecek, yargıya sunacak zamanı, motivasyonu ve konsantrasyonu olmasın, eli ayağı birbirine dolaşsın, hatta topal ördek olarak bırakacağım çoğunluğu azınlıkta kalsam da sağlamış olmak istiyorum.


2-Ezilen halk, umutla desteklediği yeni yönetimin savrulmalarında, çaresizliği altında daha çok ezilirken yağmurdan kaçarken doluya tutulduk diye isyan etsin ve eskinin kötüsünü, yani beni yeniden talep etsin istiyorum. Bu sürecin karışıklıkları, isyanları benim için önemli.


Bu çabaları bir bütün olarak görüyor olmama rağmen, akla gele bilecek bütün alanlara sorunları sirayet edecek şekilde ve ısrarla yaymam gerektiği de açık ve netti.


Ana planıma ilişkin yol haritamı çizdikten sonra uygulamaya başladım;


** Tarımsal girdilerin maliyetlerine yansıyacak büyük fiyat artışlarına (zamlar) ek olarak, çiftçilere verilmesi gereken destekleri sürekli olarak azaltmalıyım. Yönetimi alacak olanların koltuklardaki ilk yılını, kıtlık yılı ilan edecekleri noktaya getirmeliyim. İthalat ile doldurulan raflar ise olmayan döviz nedeni ile gelecekte zaten boş kalacak, üretim yok, ithalat yok, millet ne yiyecek değil mi? Bence muhalefeti (İktidar olmaya cesaret ederlerse) daha kolay hem de çatır çatır yerler. Ha bu arada, başka ülkelerde tarım arazisi kiralayacağım ki, millet birbiriyle tartışsın. Beni destekleyenler adam tarımı çok önemsiyor ama bizim çiftçimiz ekmiyor falan desin. Oysa ben o kiralamaları sözleşmeye dayalı somut bir iş senaryosu altında ve şüpheli işlem olmasın diye nakit transferlerim için kullanmayı düşünmüştüm.


Düşünürken bile gülüyorum keyiften, kahkahalar atarak devam ediyorum yoluma;


**Bir yandan ülkenin tüm rezervlerini arka kapıdan dağıtırken, diğer yandan kısa sürede beni koltukta tutacak kısa vadeli borçlanmalar (Swap) ile döviz yokluğunun daha fazlasını, bir parasal çölleşmeyi tetiklemeliyim, geleceğin geleceğini de yemeliyim, her şeyi, her kaynağı hemen harcamalıyım. Arsa, arazi, altın, fabrika, liman ne varsa.


Bana arkasını dönen Amerika'nın parası ile oynamak da başka bir keyifmiş. Bir dolduruyorum, dolar gibi oluyor, aniden azıcık boşaltıyorum derken döviz alım satımı sonrası milli para olarak elde ettirdiğim kazançlar coşuyor. Milletin bu parasını seçimlere giderken azar azar dağıttırıp ciddi anlamda oy topluyorum. Alkışlar alıyorum.


Muhaliflerim, yıllardır aldığım iç ve dış borçlar, diğer yandan faizleri ve eksi rezervler ile tüm bu yükümlülüklerin altında ezilecekler, dolayısı ile altından kalkması olanaksız bir ekonomik sorunu paketleyip, masaya koymalıyım. Rakiplerimin, bu paketi açtıklarında yüzlerinin halini görmeyi çok isterdim ama bir süre yanlarında hiç olmayacağım, çok yoruldum ve azıcık tatili hak ettiğimi düşünerek uzaklaşacağım buralardan. Zaten taşıyamayacağım kadar büyük rakamlar biriktirdim. Binlerce kez gelsem şu yaşama çalışmadan yaşarım.


**Elbette ki yeni kaynakların bulunamaması için güçlü olan bütün devletlerle ilişkileri bozmam gerekiyordu. Son olarak gördüğüm manzara şuydu; ABD randevu vermiyor, Rusya asla güvenmiyor, Çin ve diğer ülkelerin umurunda değilim, komşularımız ise bize savaş açacak bahanelerle doldu, hepsi düşmanımız artık. Geriye kalan Avrupa Birliği ile ilişkileri baltalamak, yok etmek, adalet üzerinden bahaneler üreterek gerginliği arttırma çalışmalarına devam ediyorum. Sürekli kendi mahkemesini toplayıp kararlar alıyorlar ama benim umurumda değil. Uygulamadığım için kuduruyorlar. Bir yandan da şaşkın ve çaresizler, yaptırım sopası sallayıp duruyorlar. Keşke uygulasalar diye bekliyorum ama adamlar da oynak kardeşim.


**Topladığım vergileri, oldukça büyük rantlar sağlayan ve başka ülke mahkemeleri kararlarına bağlı şekilde Yap-İşlet-Devret projelerine bağlamış olmam da kötü gelecek planının bir parçası olarak dahiyane fikirlerimden birisidir. Zaten sıkıysa iptal edin de görelim diye tehditlerimi yaptım bile.


Ben gidersem devlet yıkılır,


sözünün içerisini doldurmak için büyük bir çabamın olduğunu ve hiç birinizin tam olarak bu niyetlerimi anlamaması gerekiyordu. Yahu zaten aldıklarımı geri versem Devlet ve ekonomisi kurtulacak. Bu çözümü sorgulamayasınız diye içeride yarattığım ve şaşkınlık veren yüzlerce sorunu sizlere konuşturmaya devam ettim. Öyle şeyler ki, konuşulmayacak gibi değil. Zaten yetişemiyorsunuz da. Önünüze koyduğum yüksek makamlı komik adamlarımın yazdıklarına, söylediklerine çok isyan ettiğinizi de görüyorum. Verdiğiniz her tepki planımın doğru işlediğinin kanıtı. Bu arada "biz bu görevi daha iyi yaparız" düşüncesini geliştirip öz güvenininiz artıyor ya. Bu da beni ürkütmüyor değil. Sonuç olarak artan öz güven artan cesaret demektir.


Umutlarınız, hayalleriniz, barış duygularınız çok kırıldı. Gelecek beklentilerinizin, umutlarınızın üzerinde kara bulutlar gezdiğini, içine düşürüldüğünüz çaresizliği görüyorum. Yine de sabrınızı, direncinizi tebrik etmem lazım, başka bir ülkede (dişime göre olanları var) yaşıyor olsaydım halkı çoktan uykuya yatırmış, birbiri ile çatıştırmış ve istediğimi yeniden almıştım.


İçinize milyonlarca mülteci, göçmen, sığınmacı soktum. Çoğunu oy depoma ekledim, vatandaşlık verdim ama diğer taraftan var olanları, sizleri yitirmeye başladım. Kayıplarım kazançlarımı kat be kat aştı.


Büyük zamları ve devlet eliyle yaratılan enflasyonu, yok edilmiş üretimi, ithalata dayalı tüketimi, tam takır bir hazineyi geleceğe bırakılacak kötü miras olarak eklediğimi yazın bir kenara.


Bu kötü mirasın yüzde biri bile çok fazla iktidar değişikliğine sebep olduğu, bilinen yaşanmış bir gerçektir. Bu gerçeği elbette ki ben de biliyorum, çünkü bu gün yaşadıklarınızdan daha iyi ama benzer bir durumu yaşamıştınız ve bu koltuğa gelirken benim çok işime yaramıştı.


Bu arada yıllardır her yere her seviyede adam seçiyorum, yerleştiriyorum. Beğenmediklerimi çeşitli bahaneler ile çoktan temizledim. Bunlar benim sigortam. Her şeyin ilerisini düşünmek, 10 hamle sonrasına plan yapmak lazım.


Uzun rüyamın içerisindeki şu hoş anımı anlatmasam olmaz:


Uluslararası bir yerdeyim ve önemli birisi ile baş başa görüşüyorum. Bana işin kötüsünü yapmak zordur, bunu nasıl başarıyorsun diye sordu. Güldüm, ülkemizde akıllı çok, sürekli kavga edip bölünüyorlar. Sorunları çoğalan çaresizleri topluyorum, çalıştay falan gibi bir şeyler yaptırıp konuşturuyorum, sorunları ve çözüm önerileri rapor halinde geliyor bana, ben de çözümlerin tersini uyguluyorum, bir şey keşfetmeme gerek yok, aramıyorum dedim. Çok gülüştük, acayip hoşuna gitti.


Diğer konular ben de kalsın, rüyada olsa her şeyi yazmamı beklemeyin. Üstüne alınan olur, bu oturmuş rüya niyetine beni yazmış diyen olur. Aman ha siz de birilerine benzeştirmeyin. Samimiyetle söylüyorum ki, bu benim rüyamda geçenleri anlattığım bir yazıdır.


Aniden……

Sanki ikizim gibi biri geldi. Çöktü rüyama, konuşmaya başladı;


- Ülke şark kurnazlığı içerisindeki gelecek hesapları ile yok edilecek küçük ve tarihsel temeli olmayan bir ülke değildir. Millet, doğru yönetimler eliyle neler yapabileceğini ispat etmiş ve yeniden yapma gücünün çok yüksek olduğunu her tarihsel zaman diliminde ispat etmiştir. Bu milletin vicdan ve merhamet duygularını yabana atma. Kötü olarak bırakılmış bütün mirasları aşacak kadar değerlidir bunlar. Kötülüğü planlayanlar tarafından hiç hesaplanmamıştır. Kaldı ki sen de bu büyük yanılgının içerisindesin.


- Komşularımız ve değerli olduğumuzu bilen bütün ülkeler için önemli olan güvenilir bir devlet olup olmadığımızdır. Geçmişte onlara verdiğimiz bağımsızlık duygusu, emperyalist ülkelerin de yenilebilecek olduğu gerçeğini göstermiş olmamız, asla unutulacak duygular değildir.


- Kurulacak sistemlerin bu güveni sürdürecek yapıda olup olmadığı önemlidir. Bu göstergeleri ortaya koyabilecek bir ortak akıl en karanlık günde dahi bu topraklarda ve milletin ruhunda şekillenmiştir. Akıllı insanların siyasete, hatta savaşa girerek yönetimde hâkim olmaları tarihin derinliklerinde durduğu gibi, yeniden ortaya çıkacak potansiyele de sahiptir. Bu ruh hiçbir zaman ölmedi. Yavaş hareket ediyor olmalarına da aldanma sakın.


- Bela ettiğini düşündüğün projeler, mantıklı fiyatlar ile kamulaştırılacak, içeride halledilecek çok basit bir konudur ve kolayca çözülür.


- Geriye sadece DÖVİZ e bağlı borçlar meselesi kalır.


- Bu mesele de daha uzun vadeli borçlanmalar, ya da yeniden yapılandırmalar ile çözülür.


- Yolsuzluk ve hırsızlık yolu ile kaynaklara çöken her kim varsa, onlardan alınacak geri iadeleri kaynak olarak saymıyorum bile. Çok fazla olduğunu sen söylüyorsun zaten. Ancak öncelikle tespit süreçleri, sonrasında yargılama süreçleri ve son aşamada iç dış takip ve talepler gibi orta vadeli bir süre içerisinde çözüleceği açıktır. Maksimum 5 yıl içerisinde her şey milletin kasasına geri dönecektir.


- Bütün çözümler için ortak aklın ortaya konması, adaletin tam ve tarafsız olarak tesis edilmesinin sağlanması, milletin barış içerisinde yaşayacağı, huzurun geri geldiği inancının verilmesi ve kalıcı devlet yönetim sistemlerinin hayata geçirilmesi önemlidir. Sayılan bu işlerin kısa sürelerde yapılması ise çok daha önemlidir.


- Neler yapıldığının bilinmesi önemli, nasıl bu hallere düşürüldüğünü bilmek daha da önemli. Yapılacak doğru şeylere verilecek halk destekleri ise kısa sürede düzlüğe çıkarırız her şeyi. Güven kadar önemli bir duygu yok. Halk kime güveneceğini, ne kadar güveneceğini iyi bilir. Güvendiği kişi ve aklın arkasından ölüme gitmeyi göze alan bu halkın, coşkusunu ve cesaretini kimse durduramadı. Senin kötü yönetimin, zulmün çamurun da fayda etmeyecek.


- Bu arada benim adamım dediğin insanlar da aynı duygu seline kapılacaklardır. Çünkü onlar da hiç kimsenin değil, bu vatanın evlatlarıdır. Çok yanıldığını yaşarken çok fena anlayacaksın.


- Son olarak hala tatil falan diyorsun ya, pes dedim, o yüzden geldim rüyalarına.


- Sorunların üstesinden gelebilirler mi? Çıkarlar mı? Diye sorma;


- Elbette çıkılır, elbette yapılır. Küçük akılların oyunları içerisinde ezilmeyecek kadar büyük akla sahip insanlar var bu ülkede. Hepsini yok edemedin ve gücün buna yetmedi. Yıllardır yok etmeye çalışanlar da tüketemedi ama çok zarar verdi.


- Sen kendi derdine yan artık, bence daha fazla kötülük düşünmeden çık bu rüyadan. Uyanamayabilirsin, geç uyanırsan da çok şeyini kaybetmiş olursun


Dedi ve gitti.


Uyandım ve içimde, iyi insan olan bir ikizim olduğu için mutlu oldum. Bu büyük devletin asla batırılamayacağını anlayarak mutlu oldum, duygulandım ve çok sevindim. Nasıl bir temel üzerine inşa edilmişse yıkılmıyor, birkaç duvarını yıkar, pencere kapıyı kırabilirsiniz, ama üstünde durduğu kolonlar yıkılamayacak, devrilemeyecek kadar sağlam.


Komedi dünyasındaki şu cümlelere takılarak tekrar gülümsedim, onlar da benzer rüyalar görmüş anlaşılan.


Kimsenin yaptırımına muhtaç olmadan kendi öz kaynaklarıyla batmayı başaran Türkiye, en azından bir konuda dışa bağımlı olmamanın gururunu yaşıyor... ZAYTUNG 08/03/2022


Uyanmak güzel şey…

Sen de bir an önce uyan kardeşim, kötü rüyalardan uzak dur, umutlarını tüketme, dışa bağımlı olmadan BATTIM diye gezme sokaklarda……

33 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

YOL-suz-LUK

1 Comment


hayatis3410
Jun 02, 2023

Çok güzel bir yazı,beğendim.Kalemine sağlık.Tabii bu olaylar,Zeka seviyesi -35 olan ülkeler için geçerli.Din zekâ nın % 50 sini siliyor.% 25 te,Stalin'in yolunmuş tavuk hikâyesine uyuyor.Halk ta uyuyor.Din>mantık sistemi işliyor.Kömür+makarna oldukça halk uyanamaz.Demirel yıllar önce ayakkabının tekini veriyordu.Seçimi kazanırsa diğer tekini!Ülke de sol kesimi güçlendiremezsek, halimiz ARAP tır.👍

Like
Yazı: Blog2_Post

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • Facebook
  • LinkedIn

©2021, simsekercan tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page