
Adam Kazandı demiş olmak gerçekten kazanmayı destekler mi?
Seçimler de kazanmak; emek karşılığı bir ücreti kazanmaktan, olasılık hesabına dayandırılmış kumarı kazanmaktan, sevgiye dayalı güveni kazanmaktan farklıdır. Yaşamın içerisinde farklı konularda elde edilen kazanımlar veya kazanmak sözcüğü, sürecin parametreleri ve sonuçları açısından çok değişiklikler gösterir ve değerlendiren kişilere göre de farklı anlamlar yüklenmesine sebep olur.
Bir gencin evine gelen postada “ ….. üniversitesini KAZANDINIZ” ibaresi olmasına rağmen, beklentisi olan asıl yer olmadığı için kendisini kazanmış sayamaz. Oysa ki elindeki kâğıt KAZANDINIZ ibaresi taşımaktadır.
Kime göre, hangi konuda, nasıl, nerede, kimlerle ve hangi zamanda sorularının yanıtları "kazanmak" sözcüğünün içerisinde olan ve yanıtlanması durumunda karar vermeyi kolaylaştıracak sorgulamalardır. Bazen de çok karışık ve karmaşıktır.
Elbette ki siyasi partilerin katıldığı seçimler ve alınan sonuçlar üzerinden bu tür değerlendirmeleri yapmaktan ve geleceği doğru planlayarak yeni hedefler koymaktan, eksikleri hataları tespit ederek daha iyi planlar yapmaktan çekinmiyoruz. Bu tür değerlendirmeler bazıları için kaybedilmiş sonuçlar olarak değerlendirmeye alınsa da bazı siyasi partiler açısından ise hedefe ulaştık, kazandık ama daha çok kazanmanın planlarını yapıyoruz şeklinde görülebilir.
Seçimler kendi içerisinde; Seçmen davranışı, sandık güvenliği ve iktidar olanaklarının kullanılması şeklinde 3 ana parametreyi içerir.
Seçmen davranışları, kalıplaşmış tutumlar ve vaz geçilemeyen alışkanlıklar ile bireysel menfaatler odağında kalan, değiştirilmesi mümkün olmayan, her zaman gücün etrafında yer almayı tercih eden büyük guruplardan oluşuyorsa kırılması ve başarı elde edilmesi çok zor bir engel ile karşı karşıyasınız demektir. Bu durum oldukça uzun zaman dilimlerinde ancak değişiklik gösterir.
Sandık güvenliği, sandığa gerçekten girmiş olan oyların olduğu gibi yansıtılmasıdır. Seçim hilelerinin ağırlıklı olarak yapıldığı, tescil edilecek sonuçları etkilemek üzere yapılan bu hilelerin de değişik türlerini biliyoruz. Önceden hazırlanmış tutanak bilgilerine göre hazırlanmış oy çuvallarının değiştirilmesi, oy kullanmaya gelmeyen seçmen yerine oy atılması, oy kullanacak seçmene önceden düzenlenmiş oy pusulasının verilmesi, çifte güvenlik içermeyen haricen düzenlenmiş oy pusulalarının geçerli sayılması gibi.
İktidar olanakları ise, parasal harcamaya, rant ve iş vaatlerine dayalı birtakım menfaatler sağlama işlerine ve propaganda olanaklarına dayandırılmış haksız rekabete yol açtığı bilinen çalışmaların bütünüdür.
Şimdi bu genel manzara içerisinden çıkarak tamamlanmış bir seçim üzerinden farklı sorular üreterek KAZANMAK kelimesinin anlamını sorgulayalım;
- Oy oranı %20-25 bandı içerisinde yer alan bir parti iktidarı alamamış olmasına rağmen seçimlerde %29 oy almış ise bu parti için KAZANDI diyebilir miyiz?
- Anketlere göre %30 oyu geçemeyecek bir parti seçim sandığı hileleri ile %44 oy almış ve bu da tescil edilmiş ise bu parti için KAZANDI diyebilir miyiz?
- Oy oranı yüksek çıkan bir parti, az olan 2 parti ile ortaklaşarak iktidara gelmiş ise bu parti için KAZANDI denilebilir mi?
- 3 Milletvekili çıkarmış ancak iktidar koalisyonuna girmiş bir parti için bu sonuca göre KAZANDI denilebilir mi?
- Tersine başka bir soru soralım; Seçimleri kazanan partiler midir, millet midir, yoksa bazı guruplar mıdır? Bu gurupların iç gurup, dış gurup ayrımı var mıdır?
- Yerel seçimlerde CHP adayı kazanırken, destek veren diğer partileri görmezden gelip CHP İstanbul’u KAZANDI demek ne kadar doğrudur? Ortak aklın kazandığını, planlama ve güvenin kazandığını söyleyebiliriz elbette ki.
- Duygusal olarak kendi partisinin iktidara gelmesini isteyen bir seçmen için, bu sonucun gelmemesi halinde sonuçlar yüksek çıkmasına rağmen KAZANAMADIK duygusu hangi matematiksel gerçekle açıklanabilir?
- Birçok sayıda partinin girdiği seçimler de sonuç olarak %20 ile en fazla oyu almış bir parti bizim için KAZANDI diyebileceğimiz bir sonucu mu almış olmaktadır. Aksine bu seçimin KAZANANI ifadesini boşuna kullanmadığımız açıktır.
- Seçime ilk kez girmiş %6,8 oy almasına rağmen %7 barajını aşamadığı için bu parti hakkında Kazanamadı yargısına mı varacağız? Barajı geçmiş olsaydı KAZANDI mı diyecektik?
- İstanbul’da 2 milletvekili kaybettik ama Ankara’da 1 milletvekili daha kazandık söylemi için kayıp, kazanç ifadesini nereye koyacağız?
Bütün bu değerlendirmeler ışığında KAZANDI ya da KAYBETTİ şeklinde kesin yargılar da bulunmanın ve bu yargılar üzerinden propaganda yapılmasının doğru olmadığı kanaatindeyim. En doğru sonuç, detaylı analizler vasıtası ile ancak siyasi parti örgütü içerisinde elde edilebilir.
İktidar partisi dışındaki partiler için yapılacak her yorum, doğru sonuca ulaşmamıza engel teşkil edecektir. Aksine kara propagandaya hizmet edecektir.
Her seçim sonunda aslında milletin kaybettiğini görmek ve daha uzun zaman dilimlerinde kaybetmesine sebep olacak kesin yargılardan uzak durmamız, aksine yanlışı destekleyenlere bu yanlışları anlatmayı başarmak sureti ile ülkenin geleceğini düzeltmeye yönelik küçük bir çaba göstermemiz ise birey olarak üzerimize düşen önemli bir görevdir.
Kazanmak iyidir!