
Nasıl bir yönetim sistemi içerisinde yaşıyoruz?
Cumhur Başkanlığı için sistem değişmiş, kronometre sıfırlanmış ama TBMM için böyle bir şey yapılmamış, eski kronometreler çalışmaya devam etmiş ve 27 nci dönem diye ilan edilmiş, seçilen Milletvekillerine de 27 nci dönem ….. partisi millet Vekili diye kart verilmiş.
Dünyanın hiçbir yerinde Anayasalar, sistemden bahsetmez. Bizim Anayasamızda da Parlamenter sistem veya Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi diye bir paragraf yazılmamıştır.
Adı yok, tanımı yok ama sıfırlanabilen hayali bir sistemimiz varmış gibi yaşıyoruz, ne diyelim?
Anayasamızın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen ilk maddesi Madde 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. Peki bu madde değişti mi? Elbette ki değişmedi, her şey kurulduğu günden beri aynen devam ediyor.
Her konuda bölünmüşlük görüntüsü yaratmaktan ve o görüntü içerisinde yaşamaktan bıkmadık. Çatışmaların işine yaradığını söyleyen ve çatışma çıksın diye strateji üreten siyasilerden bizim vatandaş olarak bıktığımız doğrudur.
Oldukça önemli bir halk kesimi, güvenilir akademisyen, hukukçu, gazeteci, yazar, siyasetçi kimlikli kanaat önderleri, mevcut CB nının kendisinin erken seçim ilan etmesi durumunda yeniden aday olamayacağını söylüyor.
CB ise, benim yeniden aday olmam için hukuki bir sorun yok, ben yeni sistemin ilk başkanıyım, olurum kardeşim diyor. Kurmayları ise bu tartışmanın (kendi adamları ile donatılmış) YSK ya bırakılmasını önerip, kaçak güreşerek destek vermeye çalışıyor.
Normal şartlarda seçim 18 Haziran 2023. Erken seçim kararı alınmaz ise meşruiyeti tartışılacak olan CB ise 14 Mayıs diye bir tarih attı ortalığa. 60 gün öncesinden resmen ilan edilmesi için TBMM ye sen otur karar al, alamazsan benim yetkim var ben hallederim tarzı bir açıklama duyduk ağzından.
Oysa Muhalefetin teklifine EVET diyerek TBMM de erken seçim kararı aldırsa, adaylığına itiraz eden, edecek hiç kimse olmayacak.
Kısacası insanların uğraştığı ve konuştuğu aday olması, olmaması veya önemi gibisinden detaylar değil, ülkede yaşayan herkes, herkes için adaletin işlemesini, hukuk devletinin geri gelmesini istiyor. Son yıllarda canımız çok yandı, vicdanlarımız çok yara aldı.
Şimdi şu soruları sormak gerekiyor;
1- CB, sıfırlanmış kronometre ile göreve başlarken TBMM nin kronometresi neden sıfırlanmadı?
2- Anayasa da değişen sistemin adı nerede yazıyor?
3- Yetki CB da ise, neden karar alsınlar diye TBMM toplansın istiyor? Bu kararı almazsanız yetkimi kullanır seçimi ilan ederim ne demek? Bu ne garip ve gereksiz bir oyundur böyle?
4- 14 Mayıs ile 18 Haziran arasında 34 gün var, kimse CB na seçimi öne al demiyor, 34 gün daha otur işte, acelen ne? 34 gün öne almanın sana faydası ne, bize faydası ne?
5- Blok muhalefet ise 2 Nisan olsun diyor. Yani senin söylediğin tarihten 42 gün öncesi. Anladık seçim yasası işi işine geldiği gibi işlesin diye kabul etmiyorsun, bulanık suda balık avlamaktan veya bu tür tartışmaların yarattığı çatışmalardan oy kazandığını düşünüyorsun ama 25 yıldır bu ülke tarihinde gördüğümüz kişi olarak 1 kere olsun el sıkışmak çok mu zor?
6- Neden Jübileni barış çubuğu uzatarak yapmıyorsun?
Biz çocukluk oyunlarımızda, hile yapan ya da kandıran çocuklara, bunu anladığımız zaman “Papaz her zaman pilav yemez “diye bir sözle karşılık verir ve o tuzaklara bir daha düşmezdik. Şimdi bütün toplum bu sözü yüksek sesle haykıracak. Üstelik pilav yedirecek Papaz da yok artık, onu da vermiştin hatırladın mı?
Birilerine göre onun istediği düzenleri yazanlar, karar verenler, büyük çaba harcayanlar pilavı bizlere yeniden yediremeyeceklerini anladıkları an neler olacak acaba?
Size ölmeyi emrediyorum diyen bir liderin peşinden ölüme giden bir toplum kendi tarihini bu topraklar için kan dökerek, gelecek güzel günlere sıkıca sarılarak yazmıştır.
Benim için her türlü riskleri almanızı emrediyorum dediğimde arkamda ve yanımda en fazla 50-100 kişiyi zor bulan kişi olmayı ben asla kabullenemezdim.
Viraja girerken gaza basan kişi, kendi yanlış kararının sonuçlarına katlanır.
Kanatsız UÇANLARI gökyüzü taşımaz.....
Konu Cumhurbaşkanlığı yani neredeyse sınırsız yetkiler, müthiş bir sarayda ikamet etmek, yönetmenin ve hükmetmenin dibine vurmak ve filmlerde raslanan bir nümayiş.
Barış çubuğu mu dediniz?
Orhan Veli'yi rahmetle anıyorum;
Neler yapmadık su vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.